Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Radyo kim icat etmiştir?

İtalyan Mucit Guglielmo Marconi radyoyu icat eden kişi olarak kayıtlara geçmiştir. Ancak radyonun kendi icadı olduğunu iddia eden birçok kişi ortaya çıkmıştır. Telsiz telegraf patentine sahip olan Nikolai Tesla, Olive Lodge bu iddiayı ortaya atanların başında gelir. Rus mucit Alexander Stepanovitch Popov... ise anlaşılabilen ilk radyo dalgalarını iletmeyi başarmış ancak bu icadı için patent almamıştır. Daha pek çok insan vardır fakat ticari başarıyı yakalayan kişinin Marconi olduğu herkesçe kabul edilir. Popov, Lodge ve Marconi, Edward Branly'nin bulduğu Branly Tüpü adı verilen ve radyo dalgalarını saptamak için kullanılan bir aracı geliştirmeye çalışıyorlardı. 1890 yılında başlayan bu geliştirme çabaları 1895 yılında Marconi ve Popov'un birbirlerinden habersiz bir şekilde geliştirmeleri ile sonlanacaktı. 1896 yılında ise ilk defa Popov tarafından "Heinrich Hertz" ismi Mors alfabesi kullanılarak anlaşılır bir şekilde iletildi. İtalya'da aradığı desteği birtürlü al

Çayı kim ve ne zaman buldu?

Çay milattan önce 2737 yılında büyük Çin imparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi. Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan bir kaç yaprak kaynayan suyun içine düştü. Nung yaprakları suyun içinden toplayamadan yapraklar suda kaynamaya, hoş bir koku etrafa yayılmaya başladı. İmparator merak edip suyun tadına bakınca çay keşfedilmiş oldu. İmparatorun kendi keşfi hakkındaki düşüncesi çayın susuzluğu bastırdığı, harareti giderdiği ve uykuya olan isteği azalttığı şeklindeydi. Çay ismi de Çincedeki "ça"dan geliyor. Benzer şekilde çaya Ruslar "chay" Araplar "shaye" Japonlar “cha” diyorlar. Çay bugün dünyada sudan sonra en çok içilen içecektir. Avrupa'ya gelişi 1610 yılını buldu, başlangıçta da ilaç muamelesi gördü. Halbuki o yıllarda çay Orta Asya'da o kadar değerliydi ki çay balyaları ticarette para yerine geçebiliyordu.

OK neyin kısaltılmasıdır?

En popüler teori ‘all correct’in (her şey yolunda) kasıtlı “oll korreckt”biçiminde yanlış yazılması ve buradan yapılan kısaltma olduğu yönündedir. OK, gülünç olması için sözcüklerin yanlış yazılmasının moda olduğu 1840’larda Boston gazetelerinde popüler oldu. Bir efsane de New York’lu demokratl...arın adayı Martin Van Burten’in takma adı Old Kinderhook’un kısaltılmasıyla bu sözcüğü kullandıkları yönündedir.

Örümcek Ağının Özelliği Nedir?

Örümcekler günümüz teknolojisinin bile çözemediği inanılmaz canlılardır. Örümcek ağının çok özel nitelikleri olan sağlamlık ve esneklik bugüne kadar taklit edilemedi. Aynı çaptaki bir çelik telden iki kat daha güçlü olan bu doku ne kadar çekilirse çekilsin orjinal durumuna dönecek kadar esnektir. Örümcek ağları kendine yüksek hızla çarpan nesneleri yırtılmadan esneyerek frenler. Tekrar gerisin geriye yaylanmadığından nesne ters yöne fırlamaz, yapışır kalır. Örümcek ağının esneme kapasitesi bugün yapay olarak üretilmiş en iyi telin neredeyse dört katıdır. Bu maddeyi yapay olarak elde etmeyi hala başaramayan bilim insanlarının örümcek çiftliği kurup, örümcekleri sağarak, ipliklerini aldıklarını biliyor muydunuz? Yaklaşık 2.5 santimetre boyundaki bu örümceklerden günde hayvan başına 320 metre (yaklaşık 3-5 gram) iplik elde ediliyor ve bu iplikler ABD ordusuna kurşun geçirmez yelek yapmada kullanılıyor. Dünyada 34 bin örümcek cinsi tepit edilmiştir. Yani her cins örümcek farklı özellikler

Dünyanın en fazla yağış alan yeri neresidir?

Yıllık yağış miktarı 1000-1500 mm civarındadır. Ancak kıyı kesimlerde bu yağış miktarı çok daha fazla olabilmektedir. Dünyanın en fazla yağış alan yeri, Hindistan’ın kuzey doğusunda yer alan Çerapunçi'dir. Yıllık 12000 mm yağış alabilmektedir.

Haiti Cumhuriyeti hakkında bilgi

Amerika'da Karayip Denizi'nde bir ada ülkesidir. Küba'nın doğusunda yer alan Hispaniola adasını Dominik Cumhuriyeti ile paylaşır ve adanın batı kısımdadır. Yüzölçümü 27.750 km² olan ülkenin nüfusu 10 milyon (2009), başkenti Port-au-Prince'tir. Haiti'nin asıl yerli halkı Arawak (ya da Taíno)'lardır. Kristof Kolomb'un 1492'de yeni dünyanın keşfinden sonra adaya Hispaniola adı verilmişti. 17. ve 18. yüzyıllarda adanın bugünkü Haiti olan 3'te 1'lik batı kısmı Fransız deniz korsanlarının eline geçti. Fransızlar burayı İspanyol ve İngiliz gemilerini taciz etmek için kullandılar. Daha sonra, Saint-Domingue adını verdikleri adanın bu kısmında şeker ve kahve üretimine başladılar. Fransız İmparatorluğunun 18.yüzyıldaki en zengin sömürgelerinden biri haline gelen Saint-Domingue, 1780'lerde Avrupa'da tüketilen şekerin %40, kahvenin ise %60 kadarını üretmişti. Bağımsızlık 1789 Fransız İhtilali Saint Domingue'nin kaderini de kökten etkiledi. Fakir

Tuyku (Asena) kimdir?

Asena Türk mitolojisinde önemli bir rol oynayan efsanevi bir dişi kurttur. Eski Türklerin en mühim hükümdarlarının mensubu olduğu Aşina, Zena, Asen veya Şunnu adı verilen sülale, efsaneye göre bu dişi kurttan türemiştir.Aslı Açina kelimesinden gelmektedir,zamanla dilimizde değişime uğrayar...ak asena haline gelmiştir. Efsanenin buluntulara göre en eski şekli (MÖ.330) Antik Çin kaynaklarından, Tü'küe halkının türeyişini anlatan Asena efsanesinin farklı şekillerine rastlanılır. Bulunan en eski şekli şöyledir: Tü-küe kavimi Hiung-nu'ların bir uzantısıydı. Hükümdar soyunun isimi A-Se-Na idi. Kendilerince ayrı bir ordu kurmuş, ama sonradan komşu bir kavim tarafından yenilgiye uğramışlardı. On yaşında bir çocuğun haricinde bütün kavimleri katliama kurban gitmişti. Düşman askerlerinin hiçbirisi bu çocuğu öldürmeye cesaret edememişti. Çocuğun ayaklarını kesip, onu bir bataklığa attılar. Orada bir dişi kurt vardı, çocuğu et ile besledi. Böylece çocuk zamanla büyüdü ve dişi kurt ile çift

Mu Kıtası neresidir?

Mu (Kıtası), Büyük Okyanus'ta yer aldığı ve 14 bin yıl önce battığı iddia edilen efsanevi batık kıta. Mu Kıtası varsayımının bilimdeki kabul derecesi İlk kez James Churchward tarafından ortaya atılan, geçmişte üzerinde ileri bir uygarlığın bulunduğu, Pasifik Okyanusu’nda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş, çeşitli belge ve bulgular mevcut olmakla birlikte, henüz arkeologlar arasında yaygınlık kazanmamış bir görüş veya bir varsayım olmaktan öteye gidememiştir. Türkler'in de Mu Kıtasından geldiği söylentileri de varsayım olarak eklenmiştir. Mu Kıtası, Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan bir ekip tarafından araştırılmıştır. Churchward'ın İddiası Churchward'ın iddia ettiğine göre Mu uygarlığını araştırmasına başlaması, Batı Tibet'teki, adını vermediği gizli bir tapınağın arşivlerinde bulunan, çok eski bir dilde yazılmış olan Naacal Tabletleri'ni okumasıyla başlamıştır. Söylediğine göre, bu tabletleri okuyabilme becerisini

Google Çin den çıktı

Google iki hafta önce çin den çıkacağını ve iplerin koptuğunu açıklamalarıyla belli etmişti.Sonunda ipler tamamen koptu.Google Çin'e giren kullanıcıları google google hongkong'a yönlendiriyor.Çinden çıkmasının sebebini Google sansürlenme olarak açıklamıştı.Bakalım ilerleyen günlerde ne gibi değişilikler olacak.

Süper Kıta (Pangea) nedir?

Pangea, Dünya'da yaşam başladığında bütün kıtaların bir ada gibi birbirine birleşik haline verilen addır. Pangea sonradan ikiye bölünmüş, bu bölünmeden sonra güney de kalan kısmına Gondvana, kuzeyde kalan kısmına Lavrasya adı verilmiştir. Gondvana sonradan Antarktika, Güney Amerika, Avustralya... ve Afrika Kıtaları olarak ayrılmıştır. Lavrasya ise Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya Kıtaları olarak ayrılmıştır. Pangea şu anki haline gelene kadar belli evreler geçirmiştir. Evreler * Permiyen 225 milyon yıl önce, * Trias 200 milyon yıl önce, * Jura 135 milyon yıl önce, * Kretase 65 milyon yıl önce, * Kıta Bugünkü hali. Zamanla Pangea'dan kopan parçaların bazıları birbirinden uzaklaşmıştır. Bunlar; Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrasya (Asya ve Avrupa), Afrika, Antarktika (O zamanlar "Okyanusya Kıtası" bu kıtanın bir parçasıydı). Kopan parçalardan bazıları da birbiriyle birleşmiştir; Hindistan - Avrasya, Kuzey Amerika-Güney Amerika, Avrasya-Afrika.

Enigma Makinesi nedir?

Enigma; II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından gizli mesajların şifrelenmesi ve tekrar çözülmesi amacı ile kullanılan bir şifre makinesi. Daha açık bir ifade ile Rotor makineleri ailesi ile ilişkili bir Elektro-Mekanik aygıttı ve birçok değişik türü vardı. Enigma makinesi, ticari olarak 1920'li yılların başında kullanılmaya başlandı. Bir çok ülkede Ordu ve Devlet kurumları için özel modeller üretildi. Bunların en ünlüleri ikinci dünya savaşı öncesinde ve savaş sırasında Nazi Almanyası'nda kullanılan modellerdi. Alman ordu modeli olan Wehrmacht Enigma, en çok konuşulan modeldi. Bu makine kötü bir üne sahip oldu çünkü Müttefik şifreciler (Polonya şifre bürosu, İngiltere - Bletchley Park vb.) tarafından geniş mesajları çözümlendi. Şifre çözücülerin Müttefiklerin savaşı kazanmalarına büyük yardımları olmuştu. Bazı tarihçiler, Alman Enigma kod sisteminin deşifre olması sayesinde Avrupa'da savaşın bir yıl daha önce bittiğini ileri sürmektedirler. II. Dünya Savaşı ve

Böyle bir dağ ismi duyduğunuzu zannetmiyorum

Dağın Adı: Taumatawhakatangihangakoauauotamateapokaiwhenuakit an Yeni Zenlanda'da bulunan bir dağın adıdır.

Osmanlıda Yıldız Teşkilatı

II.Abdülhamid ve Yıldız İstihbarat Teşkilâtı (1880-1908) XIX. yüzyılın sonlarına doğru devlet istihbaratı geliştirilmiş, ancak özel çıkarlara hizmet veren bir araç haline getirilmiştir. II.Abdülhamid devrinde yaşanan iç ve dış olaylar, Abdülhamid'i Yıldız İstihbarat Teşkilâtı'nı kurmaya sevketmiştir. O hâtıratında, "Yabancı devletler kendi emellerine hizmet edecek kimseleri vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet emniyet içinde olamazdı. Doğrudan doğruya şahsıma bağlı bir İstihbarat Teşkilâtı kurmaya, bu düşünce ile karar verdim. İşte düşmanlarımın Jurnalcilik dedikleri teşkilât budur."[2] ifadeleri ile bu teşkilâta neden ihtiyaç duyduğunu belirtmektedir. II.Abdülhamid'in teşkilât kadrosundan beklediği diğer bir husus, kendi tahtına yönelik komploları ortaya çıkarmaktı. Onun bu yolda yürüttüğü operasyonlar, sadece imparatorluğun içinde yapılmamış, Avrupa'da kendisine karşı gruplaşan Jön Türkler'in bulunduğu Paris, Londra, Brüksel, Cen

Tartışma nedir?

Bir grubu (veya çoğunluğu) ilgilendiren, daha önceden belirlenen bir konu hakkında farklı düşünceleri olan kişilerin konuyla ilgili görüşlerini açıklamak, konuyu (veya sorunu) çözmek, muhatabın zayıf yönlerini aramak amacıyla bir araya gelerek yaptıkları karşılıklı konuşmaya tartışma olarak adlandırılır. Tartışma konusu; üzerinde konuşmaya ve araştırma yapmaya değer nitelikte olmalı, kanıtlanmış konular üzerinde ısrar edilmemeli, normal bir ses tonuyla konuşulmalı, saygılı olunmalı, dedikodu etmekten, bağırıp çağırmaktan, konu dışına çıkmaktan ve konuşanın sözünü kesmekten kaçınılmalıdır. Tartışma Yönteminin Aşamaları 1. Tartışma Probleminin Seçimi: Tartışma problemi seçilirken katılımcıların ilgi ve tutumları ile konuyla ilgili ön bilgileri göz önünde bulundurulmalıdır. Konu katılımcılar için ilgi çekici olmalı ve tartışmaya karşı güdülenmelidir. Bunun yanısıra problem cümlesinin açık olması, konuyu tam olarak belirtmesi, konuyu sınırlayabilmesi gerekir. Problem cümlesi soru yada düz

Kahve fal sözlüğü

ADA : Hiç beklemediğiniz bir paraya kısa sürede kavuşacaksınız AĞ : Çevrenizde sizi kandırmak isteyenler var AĞAÇ : Uzun vadeli ve mutlu bir yasam sizi bekliyor AHTAPOT: Bu günlerde bazı karışık islere gireceksiniz, dikkatli olun AİLE: Sevindirici, pozitif haberler alacaksınız ALEV: Büyük bir aşka tutulacaksınız, sakin ola ki onu kaybetmeyin ALYANS: Sevdiğiniz kişi ile aranız açılacaktır, ancak onu yeniden kazanın AMPUL: Dertleriniz sona erecek, huzurlu ve pozitif günler sizi bekliyor ARABA: Çevrenizde sizi seven insanlar var, onları kırmayın ASLAN: Sizi üzen bir sorunlardan uzaklaşarak ancak rahatlayacaksınız ARTI: Üzüntü duyacağınız negatif bir haber alacaksınız ASKER : Sıkıntılı bir zamanınızda yakınlarınız yardımınıza koşacak AT : Bekar iseniz zengin bir evlilik yapacak, evli iseniz yeni bir ev, mal, zenginliğe kavuşacaksınız ATEŞ : Çok sevdiğiniz birisinden kısa süreli bir ayrılık yasayabilirsiniz AY : Yüksek kariyer sahibi birisinden negatif bir olay göreceksiniz AYAK : Çok zor d

Tek taraflı camların yapılışı

Bu camların çalışma prensibi, bildiğimiz tül perdelerin çalışma prensibiyle aynı. Yani bu camların iki yüzü arasında bir fark yok. Bu noktanın daha iyi anlaşılması için "üzerine düşen ışığı, düştüğü yüze göre farklı oranlarda geçiren bir cam yapmak mümkün mü?" sorusunu detaylı olarak yanıtlayalım. Fiziğin temel yasalarından birisi olan termodinamiğin ikinci yasası bu soruya "kesinlikle hayır!" yanıtını veriyor. Bu yasanın değişik ifade edilme tarzlarından bir tanesi şöyle der: "Evrende başka hiçbir şeyi değiştirmeden, soğuk bir cisimden sıcak bir cisme ısı akışı sağlamak mümkün değildir." Buradaki "Evrende başka hiçbir şeyi değiştirmeden" ifadesi önemli. Aksi takdirde, yasanın çay demlemek için su ısıtmanın bile imkansız olduğunu söylediği anlamı çıkardı. Işığı tek yönde geçiren, ya da farklı yönlerde değişik oranlarda geçiren camlardan yapmak mümkün olsaydı, bu camları ikinci yasayı ihlal etmek için kullanabilirdik. Bunu göstermek için bir düşün

Dil kemiği var mıdır?

Dilkemiği (os hyoideum), alt çenenin alt arkasında bununan ve dilin dış (ekstrinsik) kaslarının tutunduğu oldukça küçük bir kemiktir. Anatomisi U harfi şelkinde olan kemik, diğer bir başka kemikle eklem yapmaz. Üzerine yapışan kaslar dört tanedir. Bu kaslar, dilkemiğinden çıkarak dile girerler ve dilin hareketlerinden sorumludurlar. Kemiğin U şeklindeki kollarını oluşturan büyük boynuzlarına "cornu majus", U harfinin üzerinde olan küçük boynuzlarına "cornu minus" adı verilir. Boynuzlar arasında kalan kısım kemiğin cismi yani corpus u olarak adlandırılır. Dilin kemiği vardır

Denizlerin en hızlı balığı...

Denizlerin en hızlı yüzen balığı Atlantik ve Pasifik Okyanuslarında yaşayan Istiophorus türü yelken balığıdır (sailfish). Bu balık saate 109 km kadar hıza çıkabilir. Bu özelliği sayesinde özellikle sardalye sürülerine hızlı dalışlar yaparak onları kolayca avlar. Ayrıca bu hız ona düşm...anlarında kaçma özelliği de verir. 2-2,5 metre kadar büyüyebilirler. Sırtları ve çok belirgin olan sırt yüzgeçleri mavi ve mavinin tonlarında olurken, karın kısımları gümüş renginde olur.

Hollanda Altın Çağı

Hollanda Altın Çağı Hollanda tarihinde 1585-1702 yılları arasındaki döneme Hollanda Altın Çağı denir. Bu dönemde Hollanda bilim, ticaret ve sanat dallarında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline gelmiştir. Hollanda'nın Altın Çağı 1585 yılında Anvers'in İspanya'nın eline geçmesi sonucu güneydeki zengin Kalvinci (Protestan) tüccarların ve aydınların kuzeye sığınmalarıyla başladı. Ayrıca İspanya'daki Engizisyon'dan kaçan Sefarad Yahudiler, Fransa'dan kaçan Protestan Huguenot'lar da Hollanda'ya sığındılar. Böylece Avrupa'nın en zengin ve aydın insanları Hollanda'da toplanmış oldular. 17. yüzyıl boyunca Hollandalılar dünyanın her bölgesiyle ticarete girdiler. Kuzey Amerika'da Nieuw Amsterdam gibi koloniler kurdular. 1602 yılında kurulan 'Hollanda Doğu Hindistan Şirketi (Vereenigde Oostindische Compagnie) Asya'da koloniler kurdu. Bu koloniler zamanla Endonezya ülkesini oluşturdu. İlk olarak Osmanlı Devleti'nden ithal edilen lale

Halley kuyruklu yıldızı hakkında bilgi

Halley kuyruklu yıldızı, (resmi adıyla 1P/Halley veya bu kuyruklu yıldızlar üzerine çalışmalar yapan Edmond Halley'e ithafen Comet Halley), her 75–76 yılda bir görünür. Tüm periyodik kuyrukluyıldızlar arasında en meşhurudur. Her yüzyılda bir, çok uzun periyodlu kuyrukluyıldız görülmesine rağmen, Halley çıplak gözle görülebilen tek kısa periyodlu kuyrukluyıldızdır.Ayrıca insan ömründe geri dönecek çıplak gözle görülür tek kuyrukluyıldızdır. Halley kuyrukluyıldızı iç Güneş Sistemi'ne en son 1986 yılında girmiştir. Hesaplara göre 2061 yılında tekrar görülecektir. 1066 yılında görüldüğü konusunda Bayeux Halısı'na kayıt düşülmüştür ve 1682'de yeniden ortaya çıkmıştır. Gökbilimci Edmond Halley yörüngesini hesaplamıştır. Ayrıca, bu yörüngenin 1531 ve 1607'de görülen kuyrukluyıldızların çakıştığını saptayıp, dolayısıyla bu üç kuyrukluyıldızın gerçekte aynı kuyrukluyıldız olduğunu ve 1758'de döneceğini öne sürdü; bu varsayım doğru çıktı. Kuyrukluyıldız 1835 ve 1910'd

Kör olan diliyle görecek

Kör olan asker bir cihaz sayesinde artık çevreyi dili aracılığıyla görülebilecek. Irak savaşında bir el bombasının patlamasıyla kör olan bir İngiliz asker, görme teknolojisinde bir devrim olarak nitelenen bir cihaz sayesinde artık çevresini dili aracılığıyla görecek. Daily Mail’in haberine göre, Amerika’da geliştirilen ve İngiliz Savunma Bakanlığı’nın girişimiyle ilk kez bir İngiliz asker üzerinde denenen cihaz sayesinde, kör olan kişiler çevrelerindeki cisim ve şekilleri dillerinin üzerinde tuttukları bir cihaz yardımıyla görecekler. BrainPort adı verilen cihaz, güneş gözlüğüne yerleştirilen bir video kamera ve bunun diğer ucunda bulunan lolipop şeklindeki bir aygıttan oluşuyor. Güneş gözlüğündeki kamerayla elde edilen görüntüler, elektronik sinyallere çevrilerek dilin üzerinde tutulan lolipop şekilli aygıta iletiliyor. Aygıtta bu sinyalleri dil üzerinden beyne iletiyor ve beyin de bunları yeniden görüntüye dönüştürerek kullanıcının zihinsel olarak görmesini sağlıyor. Henüz prototip a

Sır çözüldü!

Milattan öncenin bilgisayarı! Antikythera cihazının sırrı çözüldü... Milattan öncesinden kalma ama inanılmaz: İşte sırrı ancak 110 yılda çözülen "antik bilgisayar"... 1900 yılında Ege Denizi'nde bulunan gizemli bir mekanik cihazın ne olduğu günümüze kadar çözülememişti. Onun adı Antikythera cihazı. Bir Roma batığında bulunan ve karaya çıkartılan eşyalar arasında hasar görmüş bir makine bulundu. İçinde irili ufaklı çarklar olan bu karmaşık mekanizma zamanın etkisiyle çok yıpranmıştı ve ne işe yaradığını çözmek, üzerindeki antik Yunanca yazıları okumak mümkün olmamıştı. Milattan önce 87 yılından kalma bu cihazı, zamanında sahip olduğuna inanılan teknolojinin çok ötesinde ve kimin yaptığı bilinmiyor. Bu cihazın gizemleri ancak gelişmiş X ışınları, farklı ışık türleri ve şekilleri ile taranarak yakın zamanda çözüldü. 3D modellemesi yapılan ve çarkların üzerindeki talimatlar okunan aracın gelgit zamanlarını mükemmel bir şekilde hesaplayabildiğini ortaya koydu. Bununla da kalmı

Facebook imkansızı başardı

Hürriyet gazetesinin yaptığı habere göre, sosyal paylaşım sitesi Facebook, internetin bir numaralı ismi olan Google'ı geçmeyi başardı. İnternet trafiğini analiz edenHitwise isimli şirketin yayınladığı son rapora göre 8 Mart'la başlayan hafta içinde Facebook'un internet trafiği 7.07 olarak belirtilirken, Google'ın ise trafiği 7.03 oranında kaldı. Yine aynı hafta içerisinde Facebook'un web sayfasına tıklayanların oranında yüzde 185 artış yaşanırken, Google'da ise bu rakam yüzde 9'u geçmedi. Aslında Facebook, daha önce de günlük bazda Google'ı geçmeyi başarmıştı; ancak Facebook, haftalık toplamda internet trafiğinde ilk kez Google'ı bu ayın ikinci haftasında geçmeyi başardı.

İnternet bağlantısını hızlandırmanın yolları

Internet bağlantınız ne kadar hızlı olursa olsun bazen aşırı derecede yavaşlayabilir. Peki, internet bağlantınızdan en yüksek performansı nasıl alacağınızı biliyor musunuz? Ehow.com'da yer alan habere göre, yavaş olan internet bağlantısını hızlandırmak için bir dizi yöntem bulunuyor. Bunlardan bazıları kolayca yapabilirken, diğerleri daha karmaşıktır. İşte kolay olanlar: 1. Browser'ınızı yapılandırın, böylece grafikleri, animasyonları, sesleri, video ya da diğer multimedya içeriklerini gösterilmemesini sağlaya bilirsiniz. 2. İnternet trafiği yavaş olduğunda sörf yapın. Trafiğin en az olduğu zamanlar genellikle hafta sonları ve akşam saatleridir. 3. Önbelleğinizi etkili kullanın. Önbellek, en son ziyaret ettiğiniz internet sitelerini depolayan yerdir. İnternet bağlantınızı hızlandırmak için, önbellek tahsisini yeniden boyutlandırmanız ya da önbelleğinizi periyodik olarak temizlemeniz gerekebilir. 4. Modeminizin doğru olarak yapılandırılıp yapılandırılmadığından emin olun. 5. İnt

Anti madde nedir?

Dört temel doğa kuvvetinden atom altı ölçeklerde etkileşen üçünü (şiddetli çekirdek kuvveti = atom çekirdeklerini oluşturan parçacıkları bir arada tutan kuvvet; zayıf çekirdek kuvveti = ağır ve kararsız parçacıkların bozunarak kimlik değiştirmesine yol açan kuvvet ve elektrom...anyetik kuvvet = atom çekirdekleriyle çevrelerinde dolanan elektronlar arasında etkiyerek atomları ve molekülleri bir arada tutan kuvvet) açıklayan Standart Model'e göre, BİLİNEN tüm parçacıkların, aynı kütlede ama ters elektrik yükü taşıyan bir karşıtı vardır (ayna görüntüsü gibi). İşte bunlara karşı madde ya da anti madde deniyor. Örneğin, - yüklü elektronun anti madde karşılığı, + yüklü pozitron; + yüklü protonun anti madde karşılığı, - yüklü anti proton vb. Maddeyle anti madde, yani bir parçacıkla kendi anti maddesi bir araya geldiğinde birbirlerini yok ederek enerji açığa çıkarırlar. 13,7 milyar yıl önce evreni ortaya çıkaran Büyük Patlama'da eşit miktarlarda ortaya çıkan madde ile anti madde birbir

Göz teması

Göz teması iki kişinin aynı anda birbirlerinin gözlerinin içine bakmasıdır. Bir tür sözel olmayan iletişim biçimidir ve sosyal davranış üzerinde büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Göz temasının sıklığı ve anlamı kültürler arasında farklılık göstermektedir. Anne/Çocuk Göz Teması 1985 yılında yapılan bir bilimsel araştırma üç aylık bebeklerin başkalarının bakışlarına görece duyarsız kaldıklarını önermiştir. 1996 yılında üç ile altı aylık çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada da erişkinlerle girilen göz teması bittikten sonra bebeklerin gülmesinin azaldığı ortaya çıkmıştır. Yakın dönemde yapılan bir çalışmada da doğrudan bakmanın bebeklerde yüz tanımayı kolaylaştırdığı gösterilmiştir. Başka çalışmalarda erişkinlerin doğrudan bakışının bebeklerin doğrudan bakışını etkilediği inancını doğrulamıştır. Öğrenmeyi Kolaylaştırma Son çalışmalar göz temasının bilgiyi akılda tutma ve hatırlama konusunda olumlu etkisi olduğunu ve daha etkin bir öğrenme sağlayabileceğini göstermektedir.

"Dingonun Ahırı" Deyimi Nereden Geliyor?

Atlı Tramvaylar zamanında, tramvaylar 2 atla çekilirken dik Şişhane yokuşunu çıkabilmek için azapkapı'dan takviye at alarak yokuşu çıkabilirlermiş . Tramvay bu haliyle Taksim'e kadar gelir, burada çıkartılan atlar, bu gün Taksim alanının batı kısmındaki sular idaresi maksemi ile Fransız konsolosluğu arasında bir ahırda bir süre dinlendirildikten sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak Azapkapı'ya götürülümüş. Taksim deki bu ahırı Dingo adlı bir rum vatandaş işletirmiş. Gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı dilimizdeki '' Burası Dingo' nun ahırı mı giren çıkan belli değil'' sözünün buradan geldiği söylenir.

Topa çip takalım, robotlar da hakem olsun!

Bayern Münih'in teknik direktörü Louis Van Gaal, Kicker dergisine yaptığı röportajda futbola yeni kurallar getirilmesini buyurmuş ve ıskacı haber sitesi Goal .com da çevirmiş. Van Gaal'ın "seri penaltı olmasın uzatmalarda her beş dakikada karşılıklı birer oyuncu eksilsin sonra altın gol olsun" teklifini satranç merakına bırakalım.Van Gaal'ın ikinci önerisi, "topa çip takmak". Böylelikle topun çizgiden geçip geçmediği de belli olacakmış. Tabi bu dahiyane buluşun Agent firmasının "GPS ayarlı top fikrini sunduğu (CTRUS adlı topun tanıtım videosu) sıralarda sarf edilmesini manidar ama komplo düşünmüyoruz, Van Gaal'ı takip ediyoruz. Topun çipli olması yetmezse bir masa hakemi maçı bilgisayardan izleyip kritik kararlar da verebilirmiş.Yani çip arıza yaparsa tam donanımlı bir hakem işbaşına geçebilecek ve böylece mükemmel sonuç alınmış olacak. Futbola az çok bulaşmış yorumcuların da zikrettiği gibi "futbol hatalar oyunudur". Bu hamasete dönüş

Kirpi balığı hakında bilgi

Familyası: Kirpibalığıgiller (Diodontidae). Yaşadığı yerler: Genelde denizlerde yaşar. Atlantik ve Hint okyanuslarında boldur. Özellikleri: Vücudu dikenlerle kaplıdır. Tehlike anında vücudunu hava veya su ile şişirerek dikenli yuvarlak bir top haline gelir ve düşmanlarından korunur. Çeşitleri: Kirpi balığı ...(D. hystrix) bu familyanın en iyi bilinen türüdür. Vücudu dikenle kaplı, sıcak denizlerde yaşayan 30-70 cm boylarında bir balık. Top balığı veya kirpi balığı diye de adlandırılır. Vücudu dikenlerle kaplıdır. Düşmanlarını görünce çok esnek olan midesine su alarak şişer. Şayet su yüzeyinde ise midesini hava ile doldurur. Ürkütücü ve dikenli, yuvarlak bir top haline gelerek düşmanlarından kendini korur ve hasımları için tehlikeli bir av halini alır. Ayrıca balıklar dünyasının belki de en yüksek çığlığını atarak düşmanlarını korkutur. Dikenler, pulların özel bir şekil almasıyla meydana gelmiştir. Normal zamanlarda vücuda yapışık olarak dururlar. Dikenlerinin ancak uzun olanları hareke

Işık yılı nedir?

Işığın uzayda(boşlukta) bir yılda aldığı yol. Yıldızlar arasındaki uzaklıklar çok büyük olduğundan km ile ölçmek mümkün değildir. Gezegenler arasındaki uzaklıklar yer-güneş mesâfesi cinsinden ölçülür. Bu mesâfeye “astronomi birimi” diye adlandırılır. 1 Astronomi Birimi...= 150.000.000 km’dir. Astronomi birimi kısaltılmış olarak AB ile gösterilir. Yıldızlar arasındaki uzaklıklar Güneş sistemindeki gezegenler arası uzaklıklardan çok büyüktür; bunun için ışık yılı denen bir uzaklık ölçüsü kullanılır. Işığın saniyedeki hızı 300.000 km/s dir. Buna göre ışığın 1 yılda aldığı yol; 365,242 x 24 x 3600 x 300.000= 9,467.1012 km’dir. Yani 9467 milyar km’dir. Yıldızlar arası uzaklığı ölçmede “Parsek” denilen bir uzaklık ölçüsü daha kullanılır. Yıllık paralaksı 1 saniye olan bir yıldızın uzaklığına 1 parsek denir. Paralaks, yıldızdaki bir gözlemcinin, yer yörüngesinin yarıçapını gördüğü açıya denir. 1 parsek= 206265 AB = 3,26 ışık yılıdır. 1 parsek km olarak, 1ps= 206265 x 150.000.000= 30940 milyar

Ülkemimizin değerleri

Ülkemizde matematigin simgesi haline gelen Cahit ARF 1910 yilinda Selanik'te dogdu. 1932 yilinda Galatasaray Lisesi'nde matematik ögretmenligi, 1933 yilinda Istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör yardimcisi (Doçent adayi ) olmustur. Doktorasini 1938 yilinda Almanya'da Göttingen Üniversitesi'nde tamam...ladi. Daha sonra Istanbul Üniversitesi'ne dönen ARF, 1943 de profesör, 1955'de Ordinaryus Profesör oldu.1964-1965 yillari arasinda Fransa'da bulunan Princiton'daki Yüksek Arastirma Enstitüsü'nde konuk ögretim üyesi olarak görev aldı. 1938 yilindan beri Cahit ARF cebir, sayilar teorisi, elastisite teorisi, analiz, geometri ve mühendislik matematigi gibi çok çesitli alanlarda yaptigi çalismalarla matematige temel katkilarda bulunmus, yapisal ve kalici sonuçlar elde etmistir. Bütün Türk matematikçilerine dolayli veya dolaysiz bir sekilde esin kaynagi olmus, yaptigi uyarilar ve verdigi fikirlerle çevresindeki tüm matematikçilerin ufuklarini g

Ortaçağ avrupasının temizlik bilgisi

Ortaçağda Avrupa'daki rahibelerin yüz ve ellerinden başka yerlerini yıkamaları kesin olarak yasaklanmıştı. Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca iki kez banyo yaptığı bilinir. Kirlilik adeti Amerika'ya da bulaşmış Pennsylvania ve Virginia eyaletlerinde ''banyo yapmayı yasaklayan'' ya da belirli kısıtlamalar getiren kanunlar çıkarılmıştı. Philadelphia' da ise kanunla bir ay içinde birden fazla banyo yapan insanlar cezaevine yollanıyordu. Tuvaletle henüz tanışmayan Avrupa'da lazımlıkları sokaklara boşaltma adeti 17. yüzyıla kadar sürdü. Fransa krallarından 14. Louis, gününün belli bir zamanını lazımlığında oturarak geçirir, devlet işlerini de buradan yürütürdü. 1600'lerde İstanbul'a gelen İngiliz büyükelçiler, lazımlık kullanma ve bunu da pencereden boşaltma adetleri yüzünden şehirden uzak olan Tarabya'yaki bir konağa gönderilmişti. 19. yüzyıla gelindiğinde, kesin olarak tuvalet kullanma sözü vermeleri üzerine Ta

Türkçede ki ay isimleri nereden geliyor?

OCAK: Eski Türkçe'den od(ateş)dan odak/ocak (ateş olan yer ateşlik) (Kaynak :Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü,İ.Zeki Eyyüboğlu,Sosyal Yayınlar,1995,İstanbul) ŞUBAT: Süryanice'den, şabat/şobat. (Kaynak:Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü,İ.Zeki Eyyüboğlu,Sosyal Yayınlar,1995,İstanbul); Sürya...ni dilinden, yılın ikinci ayı, ki yirmi sekiz (artık yıllarda yirmi dokuz) gün ( Kaynak:Türk Dil Kurumu Sözlüğü,TDK Yayınları,1965,Ankara) MART: Latince'den yılın üçüncü ayı. (Kaynak:Türk Dil Kurumu Sözlüğü,TDK Yayınları,1965,Ankara); Latince'den Mars(savaş tanrısı)tan martius (Mars'la ilgili olan,Mars ayı)(Kaynak:Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü,İ.Zeki Eyyüboğlu,Sosyal Yayınlar,1995,İstanbul) NİSAN: Süryanice'den, nisanna (kökeni Akad. nisannus)dan (Kaynak:Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü,İ.Zeki Eyyüboğlu,Sosyal Yayınlar,1995,İstanbul); Süryanice'den yılının döndürcü ayı.(Kaynak:Türk Dil Kurumu Sözlüğü,TDK Yayınları,1965,Ankara) MAYIS: Latince'den, yılın beşinci ayı. (Kaynak:

İngilizler hakkında bilgi

1500'lerde İngiltere'de işler şöyle yapılıyordu: İnsanların çoğu Haziran'da evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı . Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu. Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu.. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğullarıve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak ta bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. İngilizce'deki 'banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın' (Don't throw the baby out with the bathwater) deyimi buradan gelmektedir. Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve d

Kosava'nın bağımsızlığı

Balkanlar'da, Sırbistan, Karadağ, Makedonya ve Arnavutluk devletlerine sınırı olan,1999 ile 2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler idaresinde bir bölge olan Kosova 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti. Dünyanın son bağımsız ülkesi sıfatı, Karadağ'dan Kosova'ya geçti. KO...SOVA'nın Bağımsızlık Süreci SSCB'nin çöküşü ile dağılmaya başlayan ülkeler arasına Yugoslavya da katıldı. Yugoslavya 1992 yılında özerk bölgelerinin bağımsızlığını ilan etmesi ile dağılmaya başladı. Hırvatistan, Bosna Hersek, Slovenya, Makedonya bağımsızlığını ilan etti. Bosna Hersek’in Yugoslavya’dan bağımsızlığını kazanması sırasında yaşanan eşitliksiz savaş ve Sırp katliamları, Yugoslavya’nın parçalanması sürecindeki en büyük olaylardan biriydi. Kosova bu süreçte, Sırp baskısı ve askeri müdahaleleri sonucunda bağımsızlığına kavuşamadı. 1991 yılında yerel etnik Arnavut liderler tek taraflı bağımsızlık ilan etmelerine rağmen, 1990'lı yıllarda bağımsızlığı güve

Kız Kulesi'nin efsanesi

Kız Kulesi, hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır. Üsküdar'ın sembolü haline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. M.Ö. 24 yıllarına kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahip olan kule, Karadeniz’in Marmara ile birleştiği yerde küçük bir ada üzerinde kurulmuştur. Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi derler. Kule hakkında pek çok rivayetler bulunmaktadır. Evliya Çelebi kuleyi şöyle tarif eder: Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkarane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam seksen arşundur. Sathı mesehası iki yüz adımdır. İki taraftan yerde kapısı vardır. Bugün görülen kulenin temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih devri yapısıdır. Kulenin etrafındaki sahanlık geniş kaplanmıştır. Üstündeki madalyon halindeki bir mermer levhada, kuleye şimdiki şeklini veren Sultan II. Mah

Yasaklanan enstrüman

18.yy da Benjamin Franklin tarafından bulunan "Glass armonica" enstrüman dan çıkan notalar yüzünden müzisyenler ve dinleyecilerin delirdiği (yada korku yüzünden insanlar çalmayı bırakmıştır)gözlendiği için tamamen yasaklamıştır. Armonica dan çıkan sesin insan beyni ve kulaklarıyla bilinmeyen bi etkileşimi olduğu varsayılıyo çünkü çıkan ses 1000 ve 4000 hertz aralığında. 4000 hertz altında sesleri insan beyni sağ ve sol kulak arasındaki tam nirengi noktası bulamadığı "katman/safha farklılığına"(phase differences) yol açıyor. Yani sesin nerden geldiğini anlayamayan beyin ambale oluyor buda duyma problemlerine yol açıyor. Bazı insanlarda deliliğe, depresyona ve birbirleri arasında iletişimde kavgaya kadar götürdüğü söyleniyor.

Hıristiyan Aleminin ikiye Bölünmesi (İkona)

Doğu Hıristiyan kiliselerini süsleyen sâbit veya taşınabilen ve kutsal olduğu kabul edilen tasvirlere verilen ad. İkona, Hıristiyanlıkta âyin düzeninin tamamlayıcı bir parçası olarak kabul edilir. İkona, ressamın şahsî görüşünü anlatan bir resim değil, kilisenin görüşünü dile ge...ti...ren bir vâsıtadır. Hıristiyanlar, hazret-i Îsâ’yı Allahü teâlânın bir sözü (kelimesi) değil, aynı zamanda görüntüsü olarak kabul ederler. İkonayı ise, hazret-i Îsâ’nın görüntüsünün insan eli değmeden cisimleşmiş biçimi olarak kabul ederler. Annesinin ve azizlerin görüntüleri de tanrılaştığına inanılan bedene katılmıştır. Bu görüntülere gösterilen saygı, tanrıya gösterilen saygının ifadesidir. Bütün ilâhî dinlerde resim ve heykellere saygı ve ibâdet yasak edilmişti. İsevîliğin ilk ortaya çıktığı sıralarda da bütün havâriler ve onlara tâbî olan şâkirtleri, resim ve heykellere ibâdetten sakınmışlardı. İsevîliğin yayıldığıİtalya, İngiltere gibi Avrupa memleketlerinin ahâlisi önceden putperest olduklarından,

Hocalı katliamı

Azerice: Xocalı soyqırımı - Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan Azeri sivillerin Ermeniler tarafından toplu şekilde katliamı olayıdır. "Memorial" İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam, Ermenistan'ın ve 366. Motorize Piyade Alayı'n desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan'ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olayı olduğunu açıklamışlar. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir. Saldırıda ölenlerin sayısı, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî açıklamasına göre, 106'sı

Jigantizm (Devlik Hastalığı)

Hipofiz ön lobundan salgılanan büyüme hormonunun aşırı salgılanması sonucu doku ve organların aşırı gelişmesi. Devlik hastalığı. Hipofiz ön lob hücrelerinin büyüme hormonunu aşırı salgılaması, hipotalamustan aşırı uyarı verilmesinden veya hipofiz hücrelerinde hormon yapan bir tümör (ur) gelişmesinden olabilir. Büyüme hormonu salgısının artması büluğ çağından evvel, yâni kemik gelişimi tamamlanmadan olursa, hastada en büyük belirti olarak vücûdun hızlı ve aşırı bir şekilde irileşmesi görülür. Böylece iki, iki buçuk metreye kadar büyüyebilen, elleri ve ayakları aşırı büyümüş dev insanlar ortaya çıkar. Bu hastaların hipofiz hormonları arasında denge kurulması halinde vücut kısımlarının birbirlerine oranları korunabilir; ancak bu ihtimal fazla değildir. İlk başlarda uygun oranlarda bir büyüme gösteren vücut kısımlarının arasındaki oran daha sonra bozulur. Büyüme hormonu fazlalığı kemik gelişmesini tamamlamış, büyümesi durmuş kişilerde ortaya çıkarsa boy uzamaz. Bunlarda çene, el ve ayaklar

Tahtırevan nedir?

İnsan omuzunda veya hayvanlar üzerinde taşınan, tekerleksiz bir nevi araba. Genelde dört kalın sopa üzerine oturtulmuş kapalı bir oturma yerinden ibârettir. İlk olarak ne zaman kullanıldığı bilinmemektedir. Çok eski insan topluluklarından beri, diğer insanlardan çeşitli bakımlardan üstün kabul edilen kişilerin bu şekilde tahtırevanlarla taşındığı tahmin edilmektedir. Aztek, Maya, Mısır, Bâbil gibi medeniyetlerin bulunduğu yerlerde yapılan kazılarda bu tip vasıtaların parçalarına rastlanmıştır. Yine Mısır hiyerogliflerinde tahtırevan şekli çok geçmektedir. Eski Româda tahtırevanlar imparatoriçelerin eşlerinin imtiyazındaydı. Senato üyelerinin eşleri de aynı imtiyazdan faydalanırlardı. Tahtırevanın Avrupa’da yaygınlaşması ortaçağın başlarına tesâdüf eder. Derebeyliklerin yıkılmasından sonraysa hiç görülmez. Osmanlı Devletinde tahtırevan pek nadir kullanılırdı. Ancak merâsimler vesilesiyle kullanılan tahtırevanlar hayvanlarla yürütülür, bu iş için insan kullanılmazdı. Tahtırevan günümüzde

Dünyanın ilk metrosu?

Dünyanın ilk metrosu Londra metrosudur. Aynı zamanda dünyanın en eski metrosudur. 1863 yılında Metropolitan Railway ismiyle açılmıştır. Burası açıldıktan sonra Madrid ve New York'ta da benzer metrolar yapıldı. Londra metrosuna Tube'de denilmektedir. Toplamda 274 istasyon bulunmaktadır. Metroda sigara içmek yasaklanmıştır.

Graviton nedir?

Günümüze kadar varlığı kanıtlanamamış, kütleçekim kuvvetini ilettiği varsayılan, sanal bir parçacıktır. Einstein'ın Genel Görelilik teorisinin önemli bir parçasıdır. Gravitonun varlığı etkileri sayesinde bilinmektedir fakat onu ölçmek yada gözlemlemek şimdilik olanaksızdır. Bunun nedeni gravitonun maddenin temelini oluşturmasıdır. Gravitonun bulunması için araştırmalar yanlızca dünya gezegeninde değil, dünya dışı olan uzayda da yapılmalıdır. Yapılması gereken bu araştırmalar içinse,günümüzdekinden daha yüksek bir teknolojiye ve yüksek mikarda paraya gereksinim vardır. Kuantum mekaniğinin geliştirmeye çalıştığı Standart Model, bütün atomların yapıtaşlarının çok küçük parçacıklardan oluştuğunu ortaya koyar. Yapıtaşları ile yetinmez, atomlar arası ve içi etkileşimlerin ve bütün kuvvetlerin ardında parçacıklar olduğunu öne sürer. Örneğin, atom çekirdeğini birarada tutan kuvvetin parçacığı Gluon olarak adlandırılır.

Burçlara göre gıdıklanma şekilleri

Koç Burcu: Daha elinizi sürmeden yalvarmaya başlar, daha sonra durmanız için her tür rüşveti teklif edecektir. Boğa Burcu: Yuvarlanarak, kendisini sizin atar yani resmen üstünüze oturur ve öyle kalır. Malum ya, o bir öküz yani boğadır. İkizler Burcu: Yerlere düşer, gıdıklanmaya bayılır ama seans bitince hemen olanı unutur ve sorar; "Nerede kalmıştık? Konumuz neydi?" Yengeç Burcu: Hiç tepki vermez, birşey söylemeden öylece bakar sonra kapıyı çarparak çıkıp gider ve saatler sonra geri gelir. On yıl sonra bir kavga sırasında, bu yaptığınızı yüzünüze vuracaktır. Aslan Burcu: Önce anlamaz, sonra küser ve bunu neden yaptığınızı açıklamanızı bekler. Açıklamadan yani bunun bir şaka olduğunu anladıktan sonra gıdıklamaya devam etmenize izin verir. Başak Burcu: Siz bıkıp duruncaya kadar, hiç gülmeden sabit bakışlarla yüzünüze bakacaktır. Terazi Burcu: Hoşuna gidecektir ama dış görünüşünü bozduğunuz anda başınız derde girecektir. Akrep Burcu: Önce gıdıklanmaya dayanamaz sonra birden tüm