Ana içeriğe atla

17 milyon euroya Q7

Beşiktaş'ta yüksek maliyetleri ve verim alınamadığı gerekçesiyle gözden çıkarılan Quaresma, Simao, Ernst, Holosko ve Alves Ümraniye'de çalışmalarını sürdürüyor. Ancak bu beş futbolcunun hem varlığı hem de yokluğu el yakıyor. Ümraniye Sürgünleri'nin bonservis bedelleri hariç kulübe yıllık maliyeti yaklaşık 14 milyon 400 bin Euro... Bu yüksek maliyetten kurtulmak isteyen Beşiktaş yönetimi ise bir bakıma ateşle oynuyor. Çünkü bu futbolcular, "Ümraniye'de çalışır, paramızı da alırız" diye diretirlerse, yönetimin eli kolu bağlı... Zira hepsi garanti sözleşmeye imza attıkları için, oynasalar da oynamasalar da paralarını alacaklar. Hürriyet Gazetesi'nden İsmail Er'in haberine göre; Quaresma ile birlikte Simao Sabrosa ve Julio Alves’in de satış listesine konulduğu, ve bu üçisme de talip arandığı öğrenildi. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ile yönetim kurulu da, kulübün menfaatleri doğrultusunda oyuncuların para politikalarında ayarlama yapılması gerektiğine dikkat çekti. Siyah beyazlı yöneticiler, menajer Ahmet Bulut’a da, “Beşiktaş olarak, Quaresma ile yollarımızı ayırmak istiyoruz. Portekizli futbolcuya kulüp bulup, istenen ücreti veren takıma gönderilmesi için haber bekliyoruz” dedi. Ahmet Bulut’un ise, Beşiktaşlı yöneticilere, “Quaresma’ya, Portekiz ve İspanya’dan iki kulüp talip. Fiyatta anlaşılırsa, transfer gerçekleşir” dediği öğrenildi. Pazarlık payı da var Beşiktaş’ın Quaresma’ya 17 milyon Euro’luk bir bonservis bedeli biçtiği, takımdan gönderilecek diğer isimler Simao’dan 3, Alves’ten ise 3.5 milyon Euro transfer geliri hedeflediği ifade edildi. Menajerlerle bağlantıya geçen yöneticiler, hem Q7 hem de diğer futbolcuların bonservislerinde pazarlığa açık olduklarını belirtti. ‘Yönetim kendince haklı’ BEŞİKTAŞ’ın yıldızı Quaresma için istediği 17 milyon Euro’luk bedelle Portekiz ve İspanya’da kulüp arayan menajer Ahmet Bulut, “Quaresma için kulüp arayışlarım sürüyor. Alves ve Simao için bir kaç kulüp devrede ve yakın dönemde olay netleşir. Beşiktaş ve oyuncuların mağdur olmaması için çalışıyorum. Yönetim kurulu kendi yönünden haklı. Fakat oyuncuların da yapmış olduğu sözleşmeler var” diye konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SULTANAHMET: Rakka hakkında bilgi ve Rakka ne demek?

SULTANAHMET: Rakka hakkında bilgi ve Rakka ne demek? : Rakka hakkında bilgi ve Rakka ne demek? Rakka ne demektir? Rakka nerede bulunuyor, haritadaki yeri neresi? Tarihi hakkında bilgi. Osmanlılar’da sürgün yeri Rakka neresidir? Rakka'da faal olan gruplar hangileridir... Rakka kelimesinin bir çok anlamı vardır. Rakka ya da Ar-Rakkah (Arapça: الرقة). Kelime anlamı vadi arasındaki çukur demektir. Yazın kuruyan en küçük akarsu yatağına denir. Çinko veya kiremit yola rakka denir. Bir yerin adıdır. Usta büyücü anlamlarını taşır. Sel olduğunda üzerine yayılan araziye denir. Suriye'nin kuzeyinde, Fırat nehrine sınırı olun tarihi bir şehirdir. Yağmur sularını gidere veren çinko veya kiremit maddeyi denir.

UÇK kurucusu Adem JASHARI kimdir?

Adem Jashari (Kasım 28, 1955 - Mart 7, 1998) Kosova'nın Drenica şehrinin Prekaz köyünde doğdu. Kosova Kurtuluş Ordusu'nun (UÇK) Zahir Pajaziti ile birlikte baş mimarlarındandı. UÇK-Drenica bölgesinin baş komutanıydı. Adem Jashari (Adem Yaşari) kardeşi Hamza Jashari ile birlikte Sırp soykırımcı güçlerinin katliamına uğradı. Katliamın Başlangıcı Tarih 5 Mart 1998. Adem`in evi kuşatılmıştır. Binlerce sırp askeri ve polisi evin etrafını sarmıştır ve kaçış mümkün değildir. Zaten Adem ölmeye karar vermiştir. Olay yerinden birkaç kilometre uzakta bulunan bir UÇK birliği müdahele etmeye karar veriyor. Adem Jashari ile bu birliğin arasıda telsizde geçen konuşmalar aşağıda ki gibidir : UÇK askerleri - ”Komutanımız! Dinliyor musunuz?” Adem Jashari - “Evet, sizi dinliyorum.” UÇK askerleri - “Direnin Komutan, direnin! Yardıma gelmeye hazırız. Bekleyin Komutan!” Adem Jashari - “Hayır. Kesinlikle olmaz. Sayıları çok, her türlü ağır silahları var. Ben son mermime kadar savaşacağım. Siz olduğun

İngilizler hakkında bilgi

1500'lerde İngiltere'de işler şöyle yapılıyordu: İnsanların çoğu Haziran'da evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı . Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu. Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu.. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğullarıve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak ta bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. İngilizce'deki 'banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın' (Don't throw the baby out with the bathwater) deyimi buradan gelmektedir. Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve d