Ana içeriğe atla

'Galatasaraylısın' dediler Beşiktaş'a almadılar

Beşiktaş'ta Erman Kunter'in yardımcılarından biri olması beklenen tecrübeli koç Cem Akdağ, siyah-beyazlı yönetimden Galatasaray Kongre Üyesi olduğu için veto yedi. Akdağ'a kendisi ile çalışılmayacağı iletilirken hiçbir neden belirtilmedi.

Milangaz'ın desteğini çekmesinden sonra yeni yapılanmaya giden siyah-beyazlı yönetim, takımın başına da uzun yıllar Fransa'da görev alan tecrübeli koç Erman Kunter'i geçirdi. Kunter'in dümene geçmesinden sonra yardımcılığına kimin geleceği merak konusu oldu ve akıllardaki soru işareti kısa süre sonra kalktı.

Son olarak Galatasaray Kadın, ardından da Galatasaray Erkek takımlarını çalıştıran Cem Akdağ ile prensipte anlaşan siyah-beyazlı yönetim, şu günlerde aldığı bu karardan vazgeçti.

Cem Akdağ'ın Galatasaray Kulübü Kongre Üyesi olması nedeniyle transferi gerçekleşmedi ancak tecrübeli koça bu ayrılığın nedeni açıklanmadı.

- "BANA NEDEN SÖYLEMEDİLER" -

Yaşanan bu gelişmeler ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Cem Akdağ şunları söyledi: "Benim ayrılık konusundan pek de haberim yok. Erman Kunter bana bir teklifte bulundu. Ben de 40 yıllık dostluğumuzdan dolayı teklifini kabul ettim. Şimdi de bana yolların ayrıldığı iletildi ancak hiçbir neden söylenmedi. Ben zamanında Beşiktaş Kulübü'nde çalıştım. Hatta zor zamanlarında çalıştım. Şimdi benim Galatasaray Kongre Üyesi olduğum için bu transferin gerçekleşmediği söyleniyor. Böyle bir düşünce tarzı olamaz. Başka bir nedeni vardır herhalde."

- "GALATASARAYLI OLDUĞU İÇİN VETO ETTİK" -

Beşiktaş Basketbol Şubesi Sorumlusu Abdullah Sözer ise şu açıklamaları yaptı: "Cem Akdağ'ın transferini veto ettik. Nedeni ise Galatasaray Kongre Üyesi olması. Profesyonel hayatta bunlar yaşanabilir ancak Galatasaray Kongre Üyesi olan bir kişiyi yardımcı antrenör yapamayız. Herhangi de bir tatsızlık yaşanmadı. Tabii ki herkes bir takım tutuyor ancak kongre üyesi olması bizi doğal olarak tereddüde düşürdü. Ergin Ataman da Galatasaraylıydı bunu iyi biliyoruz ancak o da Ergin Ataman yani. Yardımcı koç getirirken daha dikkatli olmamız gerekiyor. Şimdi Erman Kunter'in yardımcılığına Fransız bir çalıştırıcı getiriyoruz."

Kaynak: Hürriyet

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SULTANAHMET: Rakka hakkında bilgi ve Rakka ne demek?

SULTANAHMET: Rakka hakkında bilgi ve Rakka ne demek? : Rakka hakkında bilgi ve Rakka ne demek? Rakka ne demektir? Rakka nerede bulunuyor, haritadaki yeri neresi? Tarihi hakkında bilgi. Osmanlılar’da sürgün yeri Rakka neresidir? Rakka'da faal olan gruplar hangileridir... Rakka kelimesinin bir çok anlamı vardır. Rakka ya da Ar-Rakkah (Arapça: الرقة). Kelime anlamı vadi arasındaki çukur demektir. Yazın kuruyan en küçük akarsu yatağına denir. Çinko veya kiremit yola rakka denir. Bir yerin adıdır. Usta büyücü anlamlarını taşır. Sel olduğunda üzerine yayılan araziye denir. Suriye'nin kuzeyinde, Fırat nehrine sınırı olun tarihi bir şehirdir. Yağmur sularını gidere veren çinko veya kiremit maddeyi denir.

UÇK kurucusu Adem JASHARI kimdir?

Adem Jashari (Kasım 28, 1955 - Mart 7, 1998) Kosova'nın Drenica şehrinin Prekaz köyünde doğdu. Kosova Kurtuluş Ordusu'nun (UÇK) Zahir Pajaziti ile birlikte baş mimarlarındandı. UÇK-Drenica bölgesinin baş komutanıydı. Adem Jashari (Adem Yaşari) kardeşi Hamza Jashari ile birlikte Sırp soykırımcı güçlerinin katliamına uğradı. Katliamın Başlangıcı Tarih 5 Mart 1998. Adem`in evi kuşatılmıştır. Binlerce sırp askeri ve polisi evin etrafını sarmıştır ve kaçış mümkün değildir. Zaten Adem ölmeye karar vermiştir. Olay yerinden birkaç kilometre uzakta bulunan bir UÇK birliği müdahele etmeye karar veriyor. Adem Jashari ile bu birliğin arasıda telsizde geçen konuşmalar aşağıda ki gibidir : UÇK askerleri - ”Komutanımız! Dinliyor musunuz?” Adem Jashari - “Evet, sizi dinliyorum.” UÇK askerleri - “Direnin Komutan, direnin! Yardıma gelmeye hazırız. Bekleyin Komutan!” Adem Jashari - “Hayır. Kesinlikle olmaz. Sayıları çok, her türlü ağır silahları var. Ben son mermime kadar savaşacağım. Siz olduğun

İngilizler hakkında bilgi

1500'lerde İngiltere'de işler şöyle yapılıyordu: İnsanların çoğu Haziran'da evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı . Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu. Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu.. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğullarıve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak ta bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. İngilizce'deki 'banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın' (Don't throw the baby out with the bathwater) deyimi buradan gelmektedir. Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve d